sayın seyirciler şu an merkür'ün gerilemesinden dolayı [den dolayı anlatım kokuşması] tüm gemini familyası kendini uzay zamanın kokuşmuşluğuna bırakmış durumda. onları bu halden kurtarmak üçün ne yapmalı? bir şey yapmalı.
evvel zaman içine sıçmış bir masal kahramanı düşünün ki, hep iyi sonlarda kendini pohpohlamış; baltayı eline almış ormana dalmış. eve odun getirmiş, karısına güzel bir yaşam sunmanın gayreti içindeymiş. sonra masal kahramanımız ölmüş. dizi bitmiş. ne bakıyorsun? tabii ki bitecek. sanıldığı gibi bazı masallar, giriş, gelişme sonuç ile devam etmiyor. masalda bazı elamanlar sıçıyor, darwin'in doğal seleksiyonu. o elemanlar her gün "bir şey yapmalı" diyerekten, taksim anıtı'nın önünde toplanıyor, su geçiren ayakkabıları protesto ediyorlar. yapıyorlar bir şeyler, ama newton kadar bilime fayda sağlayacaklarını sanmam.
geçen 16 ytl'ye indirimli ders kitabı aldım. önsözünde "efendime söyleyeyim, türkiye'de öğrenciler kaynak kitap sıkıntıları çekiyor. özellikle üst sınıflarda okuyan öğrenciler, yeterince kaynak kitap bulamıyorlar, hocaların anlattıkları kadarıyla yetinmek zorunda kalıyor. bir şey yapmalı dedik, yola çıktık. umarız bu konuda diğer öğretim görevlileri de üstlerine düşen görevi yerine getirir............." falan diyorlardı. düşündüm, kitabın ingilizce basımından kitabı türkçe'ye çevirmek bile "bir şey yapmak" oluyor. ki biz öğrencilerimize zoppa gibi ingilizce öğretmiyor muyduk? tabii, sokayım bu gibi sistem eleştirilerine. fotokobinin canına kurban.
ben de bir şeyler yapıyorum. dünyaya pozitif katkım yok ama, olsun en azından negatif bir devinimde yaratmıyorum. zararsız denen familyadayım yani. beni izole eden sevgili sistem çarklarına isyanım yok, iyi ki de yapmışlar, bohem bir hayat sürecekken, totemlerimle yaşıyorum. ah be abi, zamanında hep demez miydik "ne olacak bu metallica'nın hali" diye. bir şey yapmak için hep umudumuz, damızlık ineğimiz, bir adet revolverimiz vardı. yapmalıydık aga. farkettik ki bu uğraşlarımız çok saçma. zamanın ötesinden bir adam, bir beatnik sesleniyordu "bu dünya bir bok çukurudur, öyle de kalakacaktır." baktım, o çiçek çocuklarından esinlenmiş yurdum insanının bir şeyler yapmak için çırpınışlarını. gençler coşkulu, gayretli ve de dirençli sayılabilirdi; ehehaa onlar nerden bilsin yoketmeğe çalıştıkları şeyi aynı zamanda yaratıyorlar? hmm? ben de bilmiyordum, yeni öğrendim. ondan sonra yeni bir şey yapmadım. "hey" de demedim. mal mıyım ben ayol?
geçen sinema sektörüne değindik arkadaşlarla. bir şey yapmalı dedik. bu dandik filmleri "sadece eğlence amaçlı yaptık, biz eğlendik, dayımlar da eğlendi" diye savunanları, bir güzel dövelim dedik. gittik bir kaçının adresine. eşşeksıpaları dayılarıyla bodrum'a kaçmışlar. onları biz anlamadık, adamlar hakikaten samimiymiş yahu, eğleniyorlarmış. efendime söyleyeyim, biz de o tarz filmlere gitmemeğe yemin ettik. gitmiyoruz, bir şey yaptık, bir bok yedik, onun ızdırabını çekiyoruz. ama ben evde gizli gizli korsan film izliyorum, sokarım böyle aşkın ızdırabına efendim. ben bir şey yapmak istemiyorum. tepki koymak "kendine bir şeyi yasaklamak ise, ya da o şeyi ortadan kaldırmaksa ben yokum" dedim. aslında tamamen çelişkilerin ürünü bir ifade kullandım, nötralize edilmiş bir iyon gibi davranıyorsam, salaş tavırları benimsemişsem, insanlarla elleşmek istemediğimdendir. artık en sevdiğim laf "bana ne lan?". bence benim konumumu, duruşumu, sırıtışımı gayet iyi açıklıyor. diyorlar ki efendime söyleyeyim, siz bir halkaya katılmamakla, yarın sizin başınıza geldiğinde bu şeyler, o halkada yer alamayacağınızı garantilediniz. efendim? efendime söyleyeyim, birlik olup sorun çözmek yerine, niçe olup neptün'ü yalarım daha iyi. merkür'ü okşarım daha iyi. size muhtaç olacağıma, sizden yardım alacağıma... yalnız bırakın lan beni! ben sistem çarklarından kaçarken, siz başka bir sistemin çarklarına davet ediyorsunuz beni. "eye for an eye" beybi diyorsunuz.
olm, artık işi gücü bıraktım, bir şey yapmak yerine bir şey yapanları seyretmeyi uygun görüyorum. bakalım ne kadar kendinizi aşabileceksiniz, benim seviyeme geleceksiniz.
bekliyorum sizleri ela gözlü benli dilberler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder