evet gelelim, moda sahilisinin iç çaprazındaki birbirinin bacağını okşayan sevgilelere. sizi uzaktan seyrettim sanırım. tam olarak hatırlamıyorum. ama bir el benim bacağıma da uzandı, o an tedirgin oldum sanırım. hiç istemediğim halde seyre daldım sizi. çekingenliğinizi ortodoks halimle kınadım. çünkü ben direkt olaya girecek kadar freş. miyim acaba? adajsdfjfdjas.
yüzüm size dönük, boynumda damarlar çıkarkene, yüzümü size döndürdüğümde boynumda damarlar çıkması acayip bir ambiyans bence, arkada havlaşan köpekler gördüm. "bizdeee isteriz" mi ne diyorlardı? orasını pek kavramayadım.
ürkekliğiniz yavşattı beni. çıldırdım resmen. olaya bir türlü girememeniz, büyüsü bozulacak triplenizi seveyim, alt tarafı öpüşeceksiniz, ne kasıyorsunuz? hmm? öpüşmekten öteye gidemeyeceğinizi ben biliyorum, mesela o adam eve gidecek ellerini sabunlayacak. o derece nostradamus olmuş olmak kötü ama gerçekler tamamen böyle işliyor. prosödür mü desek ne desek?
o sırada ben boş şişeleri toplayan amcanın ellerindeki damarları inceliyordum. sizin hala yakınlaşmalarınızı görmedim sanmayın. sokulmalarınız ısınızla beraber daha da artarken, bilmiyorum belki bankta oturmanın insanları yakınlaştırıcı bir etkisi vardır, yüzümde çok tanıdık bir gülümseme beliriyor; "aha burda dokununca şiddetli bir dudak şapırdaması beliriyor".
ama orda köpekler havlıyordu ya, sizin konsantrasyonunuz bence bu yüzden eşik değerini aşamamıştı. ne bileyim sanki acamice takılmak hoşunuza gitmekteydi, o an bir romantik kare yakalamış ve bunu anlatmak için geleceğe saklamak gibi bir kaygınızı görmedim değil.
tamam sizleri yalnız bırakmak gerektiğini biliyorum, ama biliyorum ki üzerinize yönelmemiş gözler olmayınca siz o çekingen tavırların açıklamasını yapamıyorsunuz. acemilik desen değil, olaya girememe desen değil, nasıl desem moronluk sanırım. kendine karşı ve karşındakine karşı ikiyüzlülük mü desem? bakıyorum dudaklarınız titredi.
ama ben sadece içiyorum. iyi sevişmeler arkadaşlar. yanınızdayım. biliyorum ki bu anlatılacak bir hikayeydi ve ben anlattım. ama siz daha "sizce" anlatacaksınız. ama can dündar neden bu kadar çok seviliyor sizce? bence düşünün. beni sevin.
ayrıyeten bana bir güzellik yapın, amatör ruhla sevişmekteyiz ayağına beni germeyin.
yüzüm size dönük, boynumda damarlar çıkarkene, yüzümü size döndürdüğümde boynumda damarlar çıkması acayip bir ambiyans bence, arkada havlaşan köpekler gördüm. "bizdeee isteriz" mi ne diyorlardı? orasını pek kavramayadım.
ürkekliğiniz yavşattı beni. çıldırdım resmen. olaya bir türlü girememeniz, büyüsü bozulacak triplenizi seveyim, alt tarafı öpüşeceksiniz, ne kasıyorsunuz? hmm? öpüşmekten öteye gidemeyeceğinizi ben biliyorum, mesela o adam eve gidecek ellerini sabunlayacak. o derece nostradamus olmuş olmak kötü ama gerçekler tamamen böyle işliyor. prosödür mü desek ne desek?
o sırada ben boş şişeleri toplayan amcanın ellerindeki damarları inceliyordum. sizin hala yakınlaşmalarınızı görmedim sanmayın. sokulmalarınız ısınızla beraber daha da artarken, bilmiyorum belki bankta oturmanın insanları yakınlaştırıcı bir etkisi vardır, yüzümde çok tanıdık bir gülümseme beliriyor; "aha burda dokununca şiddetli bir dudak şapırdaması beliriyor".
ama orda köpekler havlıyordu ya, sizin konsantrasyonunuz bence bu yüzden eşik değerini aşamamıştı. ne bileyim sanki acamice takılmak hoşunuza gitmekteydi, o an bir romantik kare yakalamış ve bunu anlatmak için geleceğe saklamak gibi bir kaygınızı görmedim değil.
tamam sizleri yalnız bırakmak gerektiğini biliyorum, ama biliyorum ki üzerinize yönelmemiş gözler olmayınca siz o çekingen tavırların açıklamasını yapamıyorsunuz. acemilik desen değil, olaya girememe desen değil, nasıl desem moronluk sanırım. kendine karşı ve karşındakine karşı ikiyüzlülük mü desem? bakıyorum dudaklarınız titredi.
ama ben sadece içiyorum. iyi sevişmeler arkadaşlar. yanınızdayım. biliyorum ki bu anlatılacak bir hikayeydi ve ben anlattım. ama siz daha "sizce" anlatacaksınız. ama can dündar neden bu kadar çok seviliyor sizce? bence düşünün. beni sevin.
ayrıyeten bana bir güzellik yapın, amatör ruhla sevişmekteyiz ayağına beni germeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder