akça dallarında ıhlamurların
ölüyor av borusunun boğuk sesi,
ve firenk üzümleri arasından
göksel şarkılar yükseliyor,
gülsün artık damarlarımızda kan
bak bağlar bekliyor bağbozumunu
gökyüzü bir melek kadar güzel
lacivertle dalga kudas ayinindeler.
çıkıyorum sokağa. ışık vurursa beni
bitkin, yığılırım köpük üstüne.
bekleyiş.. sıkıntı... boş vereceğim
istediğim yalnızca: bu acıklı yaz
koşssun beni hurda arabasına.
ve seninle daha da çok, ey doğa
-yalnızlığı, hiçliğimi azaltıp-
ölüyorum-ne gariptir!- çobanlar
şu yalan dünyada ölecek yerde.
beni toprağa mevsimler karmalı
doğa, kendimi sana sunuyorum,
açlığımla, susuzluğumla
lütfen doyur, suya kandır,
umurumda değil hiçbir şey,
ha evde ölmüşüm, ha güneşte,
hiçbir şeye gülmek istemiyorum:
bırakın, bu mutsuzluğum özgür olsun.
ölüyor av borusunun boğuk sesi,
ve firenk üzümleri arasından
göksel şarkılar yükseliyor,
gülsün artık damarlarımızda kan
bak bağlar bekliyor bağbozumunu
gökyüzü bir melek kadar güzel
lacivertle dalga kudas ayinindeler.
çıkıyorum sokağa. ışık vurursa beni
bitkin, yığılırım köpük üstüne.
bekleyiş.. sıkıntı... boş vereceğim
istediğim yalnızca: bu acıklı yaz
koşssun beni hurda arabasına.
ve seninle daha da çok, ey doğa
-yalnızlığı, hiçliğimi azaltıp-
ölüyorum-ne gariptir!- çobanlar
şu yalan dünyada ölecek yerde.
beni toprağa mevsimler karmalı
doğa, kendimi sana sunuyorum,
açlığımla, susuzluğumla
lütfen doyur, suya kandır,
umurumda değil hiçbir şey,
ha evde ölmüşüm, ha güneşte,
hiçbir şeye gülmek istemiyorum:
bırakın, bu mutsuzluğum özgür olsun.
mayıs 1872.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder