doğu perinçek'in elini sıktım. taksim'deki ulusal kanal binasında ders veriyordu bize. kuvayi milliye gençliği mi neydik onun gözünde. ilk kez karl marx'ın resmini bir duvarda asılı gördüydüm, birden soğan doğramaya başladı annem.
incirlik üssü'ne yürüdük. böyle adamakıllı yürüdük. yankee go home diye bağırdıydım. lisedeydim, yapacak işim yoktu, bari dedim, barigel dedim, siyasete bulaşayım. hegel okumadan, HE GEL HEHE diye gülebiliyorduk ya, onu seviyordum ben. DERRULE DER RER RİDA DERRULE diye de çıldırabiliyordum. and the oscar goes to wilde. ne saçmaymış, ne kadar saçma olduğunun altını çizerek oradan devşirmişim kendimi. insan bir şeye saçma dediği anda, o şey saçma oluyor. yoksa saçma değil, kendi içerisinde tutarlı, mantolu, askılı bir şeyli işte.
marx'ın sakalına uzun uzun baktıydım. ordan bir espri gelseydi aklıma marx'a ısınacaktım. gelmedi işte, gelmiyor bazen. gelmiyorlar bazen. asafdjafjda.
sonra bir gün, dedim dünya galileo'unun etrafında dönüyor, ben neden dönmeyeyim? armut gibi bıraktım siyasayı, geleceğim vardı bu işte, iyi bir hatip, bir perikles, bir ömer seyfettin olacaktım ben.
perinçek bana işçi partisi rozeti takmıştı. rozetlilinda gelmişti aklıma. sevinmiştim, bir anda partinin tabanından tepesine kadar herkesi tanımış, sindirmiş, bir aile oluvermiştik. "callahan ağabey israil'i işgal ediyoruz gelsene" deseler, gelirdim herhalde.
günlerden bir gün, bir kıza aşık olmuştum, bıraktım bu işleri dedim. bir anda götüm kalkmıştı, bir anda beat generation kills lan demiştim.
lisedeydim, ben her şeyi planlamıştım. üç vakte kadar, marx haklı çıkacaktı. yine bir gün mal gibi, sahilde denize yüzük fırlatırken "1 mol ada'mol lan" diye kendime bağırdım.incirlik üssü'ne yürüdük. böyle adamakıllı yürüdük. yankee go home diye bağırdıydım. lisedeydim, yapacak işim yoktu, bari dedim, barigel dedim, siyasete bulaşayım. hegel okumadan, HE GEL HEHE diye gülebiliyorduk ya, onu seviyordum ben. DERRULE DER RER RİDA DERRULE diye de çıldırabiliyordum. and the oscar goes to wilde. ne saçmaymış, ne kadar saçma olduğunun altını çizerek oradan devşirmişim kendimi. insan bir şeye saçma dediği anda, o şey saçma oluyor. yoksa saçma değil, kendi içerisinde tutarlı, mantolu, askılı bir şeyli işte.
marx'ın sakalına uzun uzun baktıydım. ordan bir espri gelseydi aklıma marx'a ısınacaktım. gelmedi işte, gelmiyor bazen. gelmiyorlar bazen. asafdjafjda.
sonra bir gün, dedim dünya galileo'unun etrafında dönüyor, ben neden dönmeyeyim? armut gibi bıraktım siyasayı, geleceğim vardı bu işte, iyi bir hatip, bir perikles, bir ömer seyfettin olacaktım ben.
perinçek bana işçi partisi rozeti takmıştı. rozetlilinda gelmişti aklıma. sevinmiştim, bir anda partinin tabanından tepesine kadar herkesi tanımış, sindirmiş, bir aile oluvermiştik. "callahan ağabey israil'i işgal ediyoruz gelsene" deseler, gelirdim herhalde.
günlerden bir gün, bir kıza aşık olmuştum, bıraktım bu işleri dedim. bir anda götüm kalkmıştı, bir anda beat generation kills lan demiştim.
doğu perinçek adasfjdajfajs.
1 yorum:
Evlerden ırak..Neyse zararın neresinden dönsen.. :D
Yorum Gönder