14 Mayıs 2009 Perşembe

mort apparent: yatağa işime sebebimdi



mort apparent (yalancı ölüm) hikayeleriyle, korka korka, alaturka gecelerde uyuyamadım. bir adam vardı, pederle her gece içerdi, huysuz mudur nedir, her gece cinli, perili, ölüp dirilenli hikayeler anlatır eğlenirdi. ben şuursuzca dinlerdim, korktuğumu belli etmemek adına da "ee sonra ne olmuş?" diye sorardım. yataklar ıslanır, annem gerilirdi. ahah. sonra, çok sonra elime geçen bir kitaptan şöyle bir yeri defalarca okudum:
yalancı ölüme karşı korunmak ve kişiyi canlı olarak gömmemek için; 1900lerde ingiltere'de eski Roma adetlerinde olduğu gibi, ceset 6-11 gün bekletilmek suretiyle kokuşma başlangıcı görülüp sonra gömülüyormuş. 1792 senesinde almanya, italya, fransa vs. memleketlerde özel cenaze bekletme odaları yapılmıştır. bunlardan almanya'da bulunan, weimar cenaze bekletme odası (orbituvar) pek meşhurdur. cenazeler bu odalara konulup ellerine ve ayaklarına, kımıldayınca dışardaki çanı veta zili çalan ipler bağlanıyormuş. yalancı ölüm korkusu, fransa'da bir zaman çok fazla imiş. bu maksatla 1923 senesinde, öldükten sonra başlarının kesilerek gömülmesi şeklindeki vasiyetler moda halini almış. 1948 senesinde paris il meclisi üyelerinden huet, bu konunun önemi üzerine durarak, meclisin toplantılarından birisinde paris hudutları içinde beş yüzde bir kişinin diri olarak gömüldüğünü ileri sürmüştür.

Napoleon'un rusya bozgunu esnasında, urumano ismindeki general, başından yaralanarak öldü sanılıp, yaveri tacher tarafından kar altına gömülür. iki saat sonra dirilen general, Napeleon'un huzuruna çıkar. daha sonra bu general, yaveri tacher'in cenaze merasiminde hazır bulunur. ahaha. yüce zeus saolsun, adamımız sunay akın değildi.

Hiç yorum yok: