afazi, aphasia. yeni çağın vebası. otomatların algı eşiğine küfürler yardıranlar var. sokağın değişmez kurallarına, değişmeyen adaptasyon yeteneğiyle direngen otamatlar yürüyorlar. [hepsi nihai ölümlerine dek] havva'nın vajinasına sürdüğü bokunu* uzayan kılları bertaraf ediyor. alık alık bakınıyoruz 'kelimelere'. dil varlığın evi** olmaktan çıkıyor, komşuya taşınıyor. bir apartmanda 100 kişinin aynı anda sesi oluyor, dil.
şairler vebaya yakalanmış, orospu çocuğu gibi inliyorlar. nihilizme kulaçlayan kolları, bedenlerini uçuruyor uçurumlardan. kelimeler eksik, yanlış. düşünceler dilin fakirliğiyle, fakir. kullanılagelen 'otur-kalk-yürü' emir komuta zincirine uyum sağlayamanlar, azıcık hayır diyebilenler sızıyor geceleri gecenin içine. hepsinin dilinde 'ahahaha bok çukurunun fareleri' dilleniyor. anneler dilleniyor. bazılarının içine ayna tutuluyor, bazı tanımlar eksik: aşk, sevgi, göt, para? yaşamsal kelimeler sakıncalı, mağdur: imdat, please, ah!
yaşlı zenciler gibi hissediyordu kelimeler. boyutlarından kaybetmişlerdi, anlamları daralmıştı, zihinlerde hiçbir çağrışım yapmıyorlardı. kimseye kendilerini duyuramıyor, kimse tarafında ağza alınmıyorlardı. genç zenciler gibi, penisiyle doğru orantılı yaşamaisteklerini canlı tutacak sohbetlerden uzaktılar. uzalıyorlardı. nedense bir orospu çocuğu gibi susuyordular.şairler vebaya yakalanmış, orospu çocuğu gibi inliyorlar. nihilizme kulaçlayan kolları, bedenlerini uçuruyor uçurumlardan. kelimeler eksik, yanlış. düşünceler dilin fakirliğiyle, fakir. kullanılagelen 'otur-kalk-yürü' emir komuta zincirine uyum sağlayamanlar, azıcık hayır diyebilenler sızıyor geceleri gecenin içine. hepsinin dilinde 'ahahaha bok çukurunun fareleri' dilleniyor. anneler dilleniyor. bazılarının içine ayna tutuluyor, bazı tanımlar eksik: aşk, sevgi, göt, para? yaşamsal kelimeler sakıncalı, mağdur: imdat, please, ah!
hiçbir şey konuşulmadığı, konuşulanlarda bir eksiklik, bir uyku hali olduğu, kelimelerin kayarak düştüğü, vajinapenis tanrısının eşcinselliğinin her yanı sardığı görülüyordu.
her şey sadece bakıyor, sadece bakıyor(du).
*bir örf, adet gelenek.
**martin heidegger
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder