23 Mayıs 2009 Cumartesi

Iô-ôI selam, naber, nasılsın?

merhaba beyfendi kendinize kerkiniyorsunuz. sesinizle uğraşıyorsunuz, bir yerlere duyurmak derdindesiniz; kim sizi görmeden yoluna devam ediyorsa, arkasından bağırıp kendi varlığınızı olumluyorsunuz. yoksa siz orda yok musunuz? ben görmedim sizi. merhaba o halde, siz de buyrun tüm varlığınızla takılın bana. merhaba, başka sözcüğüm yok neden burda olduğumu açıklayacak, geçiyordum uğradım diyemem, buraya geçerken uğranmaz, siz de buna inanmazsınız; ama size ihtiyacım var hanfendi, o halde merhaba, nasıl olsa gelecek kelimelerin devamı. gelmeyecek mi? o halde gözlerinize bakar dalarım merhabalara.

merhaba yahu. beni tanımadınız mı? sizi tanımış olayım. gülümsedim farkettiyseniz, gözlerimi kıstım, alnımı ovdum, hatırlamaya çalışıyorum, çaktınız? hah siz dünyanın en zerzevat adamı değil misiniz? ayıp oluyor ama. öyle değil miydiniz? o bahsettiğin murat'tı. ben ahmet yahu, hatırlamadın mı? murat ne yapıyor? benim ne yaptığımı merak etmiyor musun? seni hatırlamıyorum, hortlak merhabaların adamı. bir merhabayla kendi beynime tecavüz ettim. neden seni hatırlamak için o kadar kastım ki? işim gücüm mü yoktu? merhabanın samimiyetine mi kapıldım? yoksa yalnız mıyım, uzun zaman olmuş olabilir bir merhaba duymayalı. haha, melankolik köpekler...
merhaba anne, bir türlü doğuramadın beni, ıkınıyorsun sabahtan beri. merhaba baba, çok erken öldün. yaptığın en güzel şey erkenden ölmek oldu kanımca.
merhaba lan merhaba. bitmedi samimiyetsizlik, bitemedi. her sabah yüzlere yerleştirilen sevimli surat bitmedi, durmadan el uzatan, selamlaşan, merhabalar diyen adamlar/kadınlar bitmedi. duymuyorum sizi artık, beni yok sayın. paylaşacağınız bir şey yok, bir merhabadan başka! onu da paylaşmak istemiyorum artık. sizden iyice kopmak istiyorum, bırakın kendi mağarama gideyim. fena içip, fena dağıtayım.

merhabalaşmayalım olsun bitsin. öyle güzel. asfjadjjafsd.

Hiç yorum yok: