9 Ağustos 2009 Pazar

sakin kafa

!

ortam sessiz. mantarın etkisi geçiyor. toparlanıyoruz. gözlerimizin önünde acayip şeyler oluyor. kimse görmüyor, biz de görüyor sayılmayız. cümle düşüğü yapıyoruz. mantarın artçı etkileri çok fena baş ağrıtıyor. yeşil renk bir türlü gitmiyor gözümün önünden.

!!

sanırım burası karanlık değil. taşların üzerindeki yosunlar mı parlıyor? içerde hamile bir kadının ehemmiyetli ayak sesleri gitgide bize doğru geliyor. birazdan olacaklardan kimse sorumlu değil. acele ediyoruz, beyoğlu'nun arka sokakları kadar aceleciyiz. birisi cenin pozisyonunda ağlıyor. adamın üzerinden atlıyoruz, newroz değil bugün -nevrotik. bu koridoru da geçersek, hiçbir şey olmayacak. ama geçmeliyiz. bir şey olmuş gibi geçeceğiz. şimdi de kırmızı görmeye başladım lanet olsun!

!!!

kim gülüyor? çirkin bir adam gibi kim gülüyor? köylü gülüşü. giyinik halde çıplağız. sürrealist bir cümle daha duyarsak kusacağız! bu evde, bu evin dışı konuşulur içi konuşulmaz! bu dünyada ahiret konuşulur bu dünya konuşulmaz! gereksiz olaylar oluyor. sarı görüyorum. sarı görüyorum. bekleyiniz. kim gülüyordu sahiden? bu kadar çirkin gülünmez. annenin klitorisine gül sen. köylü gibi gülme. bizi yetim bırakma, bizi sadece tepeden gülümsemelere mahkum etme. bizi kendini beğenmiş ibnetorlar pozisyonuna sokma. alay ettirme kendinle. çeki düzen verir misin kendine?

kendini kaybetme lütfen. latifelere, nüktelere bir ayı gibi gülme. lüt fen dersanesi. hayır bundan bahsetmeyecektim. bu konu önemli değil. gülüşün hiç önemli değil. ama somurtma. bir ayı gibi kaşların birleşmesin. dudakların ince bir çizgi halini almasın. ahmet kaya dinlemiş olmayı demokratlık saymasıyın. suratın aniden kaymasın. hani olur ya, insanlardan "insan" diye bahsedersin. o zaman işte çok somurtkan biri oluyorsun. insanlar ve sen ayrı ayrı oluyorsun.  

seni beğenmiyorum. somurtmana taktım şimdi de. seni beğenmiyorum ve her şeye takıyorum sanırım. hayır seni beğenmediğimi kendime itiraf etmiş olmayı da kendime yediremiyorum. bazen oluyor böyle. iki insan birbirinden insan diye bahsedebiliyor. oysa sen ahmetsin, mehmetsin, ayşesin fakat insan asla değilsin. "insanlar" diye bir şey yok. 

mantarın etkisi birazdan geçecek deniliyor vikipedi'den okuduğumuz kadarıyla. yeşil yanıyor, geçebiliriz. rüzgarları bile durduracaktır yeşil. hangi koridorda karar kıldık? duracağımız yer tam olarak burası mı(ydı)? hamile kadın yaklaşıyor, adımları gözlerimin üstünden geçiyor. toparlanıp burayı terkettiğimizi ilan edeceğiz! aceleci değiliz. üsküdarda bir ev kadar sinir bozucu derecede sakiniz. 

röarrrrrrrr! beyler ayık kafayla sahiden kim iğrenç ve dişlekçe gülüyordu? kimdi o köylü? ya o somurtkan? 

toparlanın bugün çok eğlendik. 

Hiç yorum yok: