29 Ağustos 2009 Cumartesi

nice dream



Ah rüyalar gerçek olsa… Ne hoş… Dostlar,ben artık kendimi aştım.Gerçekten bak. Bu öğlen saat 13-14 sıraları huzurlu bir uyku çekerken,bir de rüyamda ne göreyim? Ne gördüğüme inanamayacaksınız!

Radiohead sonunda Türkiye’ye gelmiş. Evet,yapmış bunu. Ben de konserdeyim,nasıl olmuşsa bir de en ön sıralardan bilet almışım.Neyse, konseri izliyoruz falan.Sonra bişeyler oluyor.Sanırım konser bitiyor. Ben en önde tezcanlı gibi şarkılara çok eşlik ettiğimden olsa gerek, Thom Yorke yanıma geliyor,elimden tutup sahneye çıkarıyor,”come on baby,you will sing for me" tarzında bişeyler söylüyor,sonra kolumdan tuttuğu gibi sahnenin arkasına fırlatıyor beni. İşin tuhaf yanı kimse de bunu yadırgamıyor.

Fakat? Sahnenin arkası bir tür mahzene dönüşmüş.Fırlatıldığım yerde benim yaşlarımda birkaç kadın daha oturuyor. Hepsi de üstlerine parlak sahne kıyafetleri giymişler. Ben aralarında bir tişört bi şortla şebek gibi kalıyorum. Sonra bilmediğim dillerde,daha çok da vücut diliyle bu kadınlarla iletişime giriyorum. Duyduklarıma inanamıyorum.Güya Thom turneye gittiği ülkelerde,en önlerde benim gibi şarkı söyleyen,tezcanlı kızları böyle alıp sahne arkasına fırlatıyor,kendine bir nevi müzikal harem kuruyormuş. Biz hepimiz vokalistmişiz. Ama bizi kimse tanımıyormuş :D Yanımda oturan çekik gözlü, Çinli gibi,ama Japon gibi de kıza kısık sesle, “bu Thom da tam ayıymış, gelse insan gibi dese,gel canım bana vokal yap diye,ben zaten tası tarağı toplayıp İngiltere’ye yerleşirdim. Ama bu öyle mi yaptı? Aldı fırlattı beni Kur’an çarpsın.Böyle de olmaz ki canım”, diyorum. Evet,anlamında başını sallıyor kuytu gözlü.

Sonra Thom geliyor yanımıza. “Girls, are you ready" diyor o kurban olduğum İngilizcesiyle.En son fırlatılan ben olduğum halde,en çok ben bağırıyorum “yeeeeess” diye. Sonra ayağa kalkıp yan yana diziliyoruz kızlarla yurttan sesler korosu gibi. Ellerimizde de nota kağıtları falan :D Hep bir ağızdan adete bir orkestra gibi karmapolice söylüyoruz. Fena da değiliz hani. Ara sıra bazılarımız koroda öne çıkıp,birey olmaya çalışır gibi hareketler yapıyor.Ama en çok ben yapıyorum.En sonunda dayanamayıp soluğu sahnenin en önünde alıyorum,mikrofonu Thom’un elinden kapmam da cabası.

Aegean Moonlight derken, Radiohead’a vokal de oldum ya,hadi hayırlısı…

Hiç yorum yok: