- bu blogun yararlı bir blog olmasını istiyorum. "gay hikayeleri" yazıp bu bloga bir şekilde ulaşan insanları parantezlersek, bu blogun güncele uzak; kişisele, kişisel devinime elverişli bir blog olmasını istiyorum.
- gay-ik olacak, o konu stabil, fakat aşırı olmayacak benim için.
- ciddi iş yapmak istiyorum, zaten tüm sözlüklerden, okullardan, kafelerden, yapış yapış insanlardan kaçıp burayı bir kaçış alanı olarak ele almaya da başladım.
- hani burayı okuyanların aşırı kişisellik, ya da aşırı akademik uçlarda hissetmesini istemiyorum. çünkü benim akademik yanım çok ağır basıyor bazen, 3.tekil kişi ağzından değil de 1.tekil kişiye odaklanmaya kasıyorum. bunun kişisel bir açılım olacağının farkındayım, duygusallığa yer bırakmayan ben, duygusallığı formelleştirip onu yazıyla harmanlamak derdindeyim, ya da birinci tekil şahısla kavgalı olan ben, yine kendi mağaramdan çıkıp birinci tekil şahısın beyniyle düşünmeye kasacağım. bu bir samimiyet göstergesi ya da samimi olma çabası değil, bu yazıya yeni boyutlar ekleyip kendini ilerletmek çabası. ben biliyorum ki, yazı bir yerden sonra belli kalıplara giriyor, belli bir çevreye hizmet ediyor, belli insanları cezbediyor, ben bundan ölesiye sıkılıyorum. zaten kafadar lafını hiç sevemedim.
- anlık ivmelenmeler olacak, illa ki olacak.
- sosyal ağlara bağlantı verdim. neden? asajfdajfaj facebook'tan bu bloga gelenleri gördüm. ha olur da efsane bir iş çıkarırsak, coniler hemen fotokopiyle çoğaltıp gerekli yerlere iletsinler.
- ekşi sözlük'teki yazarlığımı şu sebepten dolayı silmiştim: önce kendini ağırdan satıp, ortamda kendini bir kademeye oturttuktan sonra, legal geyik yapma lüksüne erişme, kendini ortama angaje etme çabasının ardında yatan o samimiyetsiz görüntüyü yok etmek istedim. kimsenin "aslında bu kadar saçmalıyor ama, çok da iyi şeyler koyuyor ortaya istediğinde" demesini istemiyorum, çünküsü o yalan bir hareket. o kendini başkalarının kucağına atmakla alakalı, ortamın ağır ağabeyisi olma çabası; onun yazmakla alakasından daha çok sosyallaşme ile, beğenilme ile daha fazla alakası var. işte bu samimiyetsizliği burda da sergilememek için, herhangi bir beğenilme arzusu içinde olmadan, ya da bir kitlenin beğenisine sunmadan bir düşünceyi, işi, siki burda kendimce önem arzeden şeyleri klavyeleyeceğim. yoksa bir yerden sonra sıkılıyorsun, sıkılmak da aşırılığa ya da aşırmaya itiyor insanı. bunlar olmasın diye kendi yol haritamı çiziyorum ahah. bu yol haritasına da bağlı kalacağım meçhul bittabii. ama şu an içimden öyle geçti, öyle yazayım dedim. kimse bunu okumasa da ben okuyorum yeaa, bu efsanevi bir kendiyle yüzleşme atraksiyonu. bunu hep yapayım. loading: !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!%50
4 Haziran 2009 Perşembe
yedi ciddiyet
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder