Dün Öss'ye girdim dostlar. (öSS'ye karşıyız bu arada) Fakat,bu farklı bir yazının konusu.
Öss'den önceki gece Taksim'deydim. (Taksim-Taksim şiirinin şairi,bin selam olsun sana). Ama baya bir geceydi yani. Aklıma esti birden,bi gidip bakayım,belki ordadır diye. (kim olduğunu sormayın) Neyse ben gittim Peyote'ye.Daha önce gitmemiştim,aradım,taradım buldum.Güvenliği,şunu bunu atlattık,girdik içeri.Ayyy,bir de ne göreyim.Bunu göreceğime hiç olmasaydım.Bildiğin disco.Dımtıs dımtıs bir müzik.İki yana ritimli adımlar atarak dans ettiğini düşünen insanlar.Yol isterken,geçmeye çalışırken,pardon demek yerine,belinden kavrayıp çeken insanlar! Sinir hastası oldum a.q. Eğlencesi,müziği batsın dedim,çıktım dışarı.
Beni bir düşünceler sardı.Sevmedim Peyote'yi.Müzik müzik değil,o insanlar senin gibi değil. Sen neden ordasın,neden be olum... :(((
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder