14 Mayıs 2010 Cuma

gece doğan

doğduğun üzeresin. attığın her adım, dünyaya geliş saatinden gelir. zamanını şekillendiren şey, ilk aldığın nefestir. yoksa sen gerçek olmayanı inkar edenlerden misin?

aylardan mayıs ve esas defilesinin provasını yapan bir güneşin altındayız. bir saçma felsefesi gelmiş, omuzlarına çıkıp oturmuş ve inmeye hiç niyeti yok. uzak değil, çok yakında, hemen yanıbaşında bir bina var. bina sarı, güneş sarı, hayat sarı. yoksa sen gerçeği inkar edenlerden misin?

karıncalarla insanlar arasındaki bağıntıyı çocuk yaşlarda kurmuştun. büyüdükçe karıncalar küçülür ya hani, sen insanları da küçülttün. silindiler yavaş yavaş, un ufak oldular. ara sıra belirip el sallıyorlar, sonra geldikleri hızla geri dönüyorlar. görsen şaşırırsın, küçücükler.

bir gün pazara çıktın. onca göze hoş görünen arasından kendini en fazla sergilemeyeni seçtin. nara benziyordu. gariptir, hiç de sesi çıkmıyordu. yoksa sen sessizlikle baş edemeyenlerden misin?

yahu kaşı gözü vardı. üstelik, ustalıkla, üstelemeden çizilmişti. gördüğün ilk rüyanın hatırladığın tek yüzüydü. yahu şok diyorum. sen buna nasıl inandın? perde mi inmişti gözlerine?

senin neşelenmek için güneş ışığına ihtiyacın yoktu. canım senin hiçbir şey için hiç kimseye ihtiyacın yoktu. boş yere kalabalıklarda dolaşıyorsun. boş yere eline kağıt kalem alıp çimlere oturuyorsun. sen istesen de tanrı zar atmıyor zaten. yoksa sen ilahi olanı inkar edenlerden misin?

2 yorum:

dünyanın en yüzeysel insanı dedi ki...

zırtlan okumayan bizden değildir

çingenetor dedi ki...

dünyanın en yüzeysel insanıymış,yerim ben seni :)