4 Temmuz 2010 Pazar

başka?

-miyoptik. üfff. 
-ne kötü bir kelime oyunu. ticari bir başarı elde etmesi namümkün. 
-bilmem. 0-2 saat 5 ytl. ispark. 34174. hmm. bak ne diyor "siz tiyatrocular gerçeklikten nefret ediyorsunuz". şu adam dedi.
-uygunsuz bir yerde bunu söylemesi ne garip. daha neler söyler kimbilir? bak şu kadının yaşı otuzu aşmış olmasına rağmen mizah dergisi okuyor. saçma.
-tamam da neden yani? 
-bilmem. 
-bu saatlere kalan insanları istatisklere dökmek istiyorum. beni durdurma, sadece eklemek istediklerini söyle. 
-hepsi okumuş yazmış çocuklar.
-yılda okudukları kitap sayısı 10-15. düzenli olarak sinemaya gidiyorlar. konserlere gidiyorlar. birçoğu televizyon izlemiyor. hmm.
-hepsinin iyi bir müzik arşivi var.
-bu insanlara bulaşılmaz. sakin görünüşlüler. birbirlerini süzüyorlar sürekli. bak şu kadına dikkat et, deminden beri mizah dergili kadının konuşmasını dinliyor. kendince çıkarımlar yapıyor. aynen benim şu anda yapıyor olduğum gibi. eleştiriyor, beğenmiyor. dalga geçiyor. 
-çünkü alaycılık tek silahları. bu üçüncü sigara, ilk ikisini anladım da bu neden?
-ilki ihtiyaç, ikincisi keyif, üçüncüsü hiç. ımmm şey. bilmem.
-ruh haline uygun  durumlarda sigara içerler. 
-doğru. birer tane daha içelim mi?
-paralarının son kuruşuna kadar içerler.
-bilmem. öyle mi yaparlar? içmeyecek misin?
-bilmem. alayım bir tane daha. başka?
-mina diye bir kız vardı. akif diye bir sevgilisi vardı. ayrılmışlar. neden bilmiyorum. mina, midesinin bulandığını söyledi. kız arkadaşım onu lavobaya götürdü. mina'nın bir avuç dolusu ilaç içtiğini söyledi. hastaneye gittik. midesini yıkattırdık. akif'i aradık. akif ilgilenmedi. akif çok aklı başında bir çocuktu. ilgilenmedi. mina intihar edince, benim de midem bulandı. 
-başka?
-hasan'ın kız kardeşi emine vardı. çocuktuk o zamanlar. emine kuytuda bana ve birkaç arkadaşıma kukusunu açıp gösterirdi. bir şey anlamazdık. sonra emine ağlardı. bana garip gelirdi. 
-başka?
-bizim eski evin arkasında iki adam görmüştüm. adamın biri ayakta duruyor, diğeri çömelmiş. çocuktum pek bir şey anlamadım. bilmem. 
-başka?
-ersin vardı. bir gün eski sevgilimle parkta otururken, romantikti o zamanlar parkta oturmak, ersin yanımıza geldi. park karanlıktı, tamam romantik değildi, benden sigara istedi. sigara verdim. para istedi. vermedim. sonra beni tanıdı, karanlıkta yüzümü görememiş, utandı. gitti. ersin'i evlerinin önündeki ağaca asmışlar. kimin yaptığı bulunamamış. annesi sabah kalktığında oğlunu ağaçta asılı görmüş. kadın delirmiş. öyle. 
-cinsellik, intihar girişimi, homoseksüellik, cinayet yazsana bunları. başka?
-bilmem. bunlar bana sıkıcı geliyor. sen anlat başka?
-erol vardı. erol kaza yaptı. öldü erol. öyle yani. 
-kiraz bal diye bir kız vardı. neyse.
-fairuz diye bir kız vardı. feyruz derdik ona. şıh hamit ile kaçtı. gece bunları basmışlar, sevişiyorlarmış. fairuz'u dövüyorlardı. fairuz'u iyi dövdüler. ben seyrettim. bir sigaraadam bana da tekme salladı "siktir git lan burdan" dedi. koştum. eve geldim şirinler başlamıştı. 
-başka?
-şu kadının çantası açık. bir kitap görünüyor. ben burdan adını göremiyorum. 
-kürk mantolu madonna. çantada taşınacak bir kitap mı bu şimdi?
-çarpılacak haberi yok. düşünsene kadın bu kitabı bitirdikten sonra gözyaşlarını tutamıyor. ve şöyle diyor "o kadar güzel bir kitap ki gözyaşlarımı tutamadım, ağlamaktan göz pınarlarım kurudu". 
-çok klişe. 
-bilmem. saçlarını sola doğru tarasana. 
-böyle iyi.
-kendine güvenin gelir. sola yatır.
-olur. 
-"siz tiyatrocular gerçeklikten nefret ediyorsunuz, ben bunu eleştirdiğimde de bana karşı cephe alıyorsunuz" diyor adam. 
-biz insanlar gerçeklikten nefret ediyoruz. ımmm.
-diyor adam.

Hiç yorum yok: