24 Kasım 2009 Salı

birikintiler

iyi oluyor böyle ama. birileri geliyor bindiriyor bi güzel, sıçıyor ağzınıza, hatalarınızı bir bir kafanıza vuruyor ya, işte o an bir ben çıkıyor ortaya, benden öte.

hepimiz hata yapıyoruz işte. birini devleştiriyoruz. sallanmayan tahtlara oturtuyoruz kafamızda. yaptığını asla yapamayacağımızı, başardığının yanından geçemeyeceğimizi, onun aşmış, bizim sıçmış insanlar olduğumuzu düşünüyoruz. sonra anlıyoruz ki, o iş öyle değilmiş. sadece şansı yaver gitmiş. yaptığı her şey tekrardan ibaretmiş, yaşadığı şey yalandan esaretmiş.

birileri gelip bunları bir bir haykırıyor ya yüzümüze, hani yine gereksiz yere utanıyoruz ya kendimizden, delicesine bir özgüven hasıl oluyor ya bünyede. işte o özgüven, işte o, yalan değil dostlarım. diğerlerinin hepsi feyk olabilir ama o değil. herşey kendini toplamakta bitiyor. kendini biraz düzeltiyorsun, sağlıklı düşünüyorsun, herşey freş bir hal alıyor ya, o zaman sorun kalmıyor ortada.

ben de yaparım lan! ben daha iyisini yaparım orospu çocuğu! senden daha iyiyim, daha az kompleksliyim, daha yolun başındayım, kendi cennetime daha yakınım, henüz bozulmamış, herşeyin daha farkında olduğum için belki biraz güçsüz ama çok daha huzurluyum, sakinim. altından kalkamadığım yüklerim oluyor zaman zaman, nereye kusacağımı bilemediğim mide bulantılarım oluyor ama, mide bulantılarımın kaynağı kendim değilim. henüz ortaya koyduğum net bir eser yok belki, benzemez kimse sana demiyor kimse benim için, kimse benim savunuculuğumu üstlenmiyor belki reflekssel olarak, ama benim buna ihtiyaç duymayacak bir konumda olmam zaten her şeyin en başında olduğumu göstermiyor mu ey eskilerde kalan?

ya sen en iyisi ne yap biliyo musun? en iyi yaptığın işi? piyasa diyorum olm,piyasa yap. aha-aha-haaa

Hiç yorum yok: