17 Şubat 2010 Çarşamba

zırtlan üzerine

birkaç gündür blogtaki eski yazılara bakıyorum. garip geliyor, yaratıcılığın sınırlarını zorladığımız olmuş hakkaten. bazen diyorum bunları ben hangi kafayla yazmışım, trip yazıları var mesela o yazılarda acayip metaforlar, göndermeler, şimdi hatırlamadığım milyon tane ayrıntıyı içeren şeyler var, kendi yazdığım şeyleri anlayamadım be asdfsadf.
blogun bir erken dönemi var, sanki o dönemde yazdıklarım aşırı kasıntı, iyi işler de çıkmış ama böyle "bir blog için fazla" olan yazılar da var. erken dönem dediğim mayıs-haziran-temmuz. ağustosta daha normal bir blog var adsjffsa, ağustos sonrası yazıları okurken baya eğlendim (bi de aklıma şey geldi, bu yazdıklarımı on sene sonra okusam şok geçiririm kesin).
paint'e sardığım dönemler enfes, tam saykodelik işler. o kafa da garip bir kafa, o kafayı bir daha yaşamak isterim şahsen. duygusal piç gibi bir şey yapmışım asdfasdf, oha be abi. resimden uzak kalmamın hırsını almışım bir güzel. şimdi aynı cesareti bulamıyorum açıkçası.
benim alkol batağına düştüğüm ağustos dönemi var ki, evlere şenlik. hiç kasmadan, konuşur gibi yazmışım.

şimdi nerden aklıma geldi böyle geriye dönük bir yazı yazmak asasdfjsadf bu blogda insanları korkutan bir potansiyel var, bir saykoluk var, beğendirme, beğenme kaygısı yok gibi geldi bana, spontane işler yapılmış, dünyanın en sayko blogu olma yolunda ilerliyormuşuz da haberim yokmuş lan (kendimizi överim tabi, ne var?).

görüşeceğiz 10 yıl sonra.

Hiç yorum yok: