4 Şubat 2010 Perşembe

diziler 2

aşağıdaki dizi temalı yazıyı görünce dayanamadım, hemen ben de yazayım dedim canlar.
evet, soğuklar fena. ankara soğuğu istanbul soğuğunun ağzına sıçar üstelik. o yüzden ben eve daha çok mahkumum :(


how I meet your mother var, biliyorsunuz. ne günlerdi. yurtta kız kıza izler, aha aha diye gülerdik. şimdi onlar geçti. ankara'da tek başıma ehe ehe diye gülebiliyorum ancak :( zaten ara da verdiler. kötü oldu.

bir de bu kalp seni unutur mu, var. bir nebze diğer türk dizileri bi bokuma benzemediğinden, bi nebze de eski solculuğumdan dayanamayıp izliyorum, napiyim. bu diziyle ilgili çok ciddi eleştirilerim var, niye bu kadar ciddiye aldıysam artık, ama üşeniyorum yazmaya. ama en önemlisi hep nefret ettiğim manyak bi entellektüel kaygıyla çekilmiş olması. onun dışında son bölümünde 'fanzin' dediğimiz şeyin ortaya çıkışıyla ilgili birtakım konuşmalar geçti. aklıma sevgili küçük ahkam'ım geldi. mutlu oldum :)

ayrıca melis birkan denen gerizekalı,oyuncudan başka her bir halta benziyor. allahım o ıssız adam'daki 'ben acıktım' repliği hala gözümün önünden gitmiyor, evlerden ırak.

bu kadar.

Hiç yorum yok: