neden uyuyamıyorum lan ben! neden ha! n'aptınız bana piçler!
bu durum sona ermezse yakın zamanda kötü şeyler olacak, fight clup tarzı şeyler olacak. koru kendini!
(tamirci çırağı sanırım şu hayatta dinleyip dinleyebileceğim en acıklı şarkı)
5 Şubat 2010 Cuma
4 Şubat 2010 Perşembe
diziler 2
aşağıdaki dizi temalı yazıyı görünce dayanamadım, hemen ben de yazayım dedim canlar.
evet, soğuklar fena. ankara soğuğu istanbul soğuğunun ağzına sıçar üstelik. o yüzden ben eve daha çok mahkumum :(

how I meet your mother var, biliyorsunuz. ne günlerdi. yurtta kız kıza izler, aha aha diye gülerdik. şimdi onlar geçti. ankara'da tek başıma ehe ehe diye gülebiliyorum ancak :( zaten ara da verdiler. kötü oldu.
bir de bu kalp seni unutur mu, var. bir nebze diğer türk dizileri bi bokuma benzemediğinden, bi nebze de eski solculuğumdan dayanamayıp izliyorum, napiyim. bu diziyle ilgili çok ciddi eleştirilerim var, niye bu kadar ciddiye aldıysam artık, ama üşeniyorum yazmaya. ama en önemlisi hep nefret ettiğim manyak bi entellektüel kaygıyla çekilmiş olması. onun dışında son bölümünde 'fanzin' dediğimiz şeyin ortaya çıkışıyla ilgili birtakım konuşmalar geçti. aklıma sevgili küçük ahkam'ım geldi. mutlu oldum :)
ayrıca melis birkan denen gerizekalı,oyuncudan başka her bir halta benziyor. allahım o ıssız adam'daki 'ben acıktım' repliği hala gözümün önünden gitmiyor, evlerden ırak.
bu kadar.
evet, soğuklar fena. ankara soğuğu istanbul soğuğunun ağzına sıçar üstelik. o yüzden ben eve daha çok mahkumum :(

how I meet your mother var, biliyorsunuz. ne günlerdi. yurtta kız kıza izler, aha aha diye gülerdik. şimdi onlar geçti. ankara'da tek başıma ehe ehe diye gülebiliyorum ancak :( zaten ara da verdiler. kötü oldu.
bir de bu kalp seni unutur mu, var. bir nebze diğer türk dizileri bi bokuma benzemediğinden, bi nebze de eski solculuğumdan dayanamayıp izliyorum, napiyim. bu diziyle ilgili çok ciddi eleştirilerim var, niye bu kadar ciddiye aldıysam artık, ama üşeniyorum yazmaya. ama en önemlisi hep nefret ettiğim manyak bi entellektüel kaygıyla çekilmiş olması. onun dışında son bölümünde 'fanzin' dediğimiz şeyin ortaya çıkışıyla ilgili birtakım konuşmalar geçti. aklıma sevgili küçük ahkam'ım geldi. mutlu oldum :)
ayrıca melis birkan denen gerizekalı,oyuncudan başka her bir halta benziyor. allahım o ıssız adam'daki 'ben acıktım' repliği hala gözümün önünden gitmiyor, evlerden ırak.
bu kadar.
diziler
çokmuş lan. lost da başladı. 4. sezonda bıraktım. öyle de kalsın. claire gelmiş diyorlar, heyecanlandım itiraf edeyim haha. siyah saçları iyiydi:/
dexter, mad men, merlin şu an için yetiyor. üç dizi de yeter anasını satayım. arka sokaklar var haftaiçi her gün yayınlanıyor, oturup annemle seyrediyoruz. hiç de eleştirecek değilim, yormuyorlar insanı, bağımlılık yaptıkları da yok, otur seyret işte freş.
mad men'deki abla da iyi. dur onun da fotografını koyayım ajfsda.
tatilde kar yağması iyi olmadı, diziler baş tacı oldu, olmuyor böyle sevgili sibirya soğukları, geldiğin yere geri dön, mümkünse siktir git. ulan evden dışarı sigara, dergi almak için çıkıyorum olaya bak. dışarı da çıkılmıyor, sigara içemiyorsun, ufoların altında götün dona dona içtiğin biranın tadı mı olur? olmaz. kadıköy barlar sokağındaki sıfır kollu kot ceket giyen hayvan, ibnetor aerosmith çalınca "süpırrrr yeaaaa adamımmm" diye barmene ne diye hareket çekiyon? piç sen de dizi seyreden adamsın lan, götün başın oynuyor. git üzerine bir şey giy yavşak, kızları da almış gelmiş ahaha.
dexter, mad men, merlin şu an için yetiyor. üç dizi de yeter anasını satayım. arka sokaklar var haftaiçi her gün yayınlanıyor, oturup annemle seyrediyoruz. hiç de eleştirecek değilim, yormuyorlar insanı, bağımlılık yaptıkları da yok, otur seyret işte freş.
mad men'deki abla da iyi. dur onun da fotografını koyayım ajfsda.
tatilde kar yağması iyi olmadı, diziler baş tacı oldu, olmuyor böyle sevgili sibirya soğukları, geldiğin yere geri dön, mümkünse siktir git. ulan evden dışarı sigara, dergi almak için çıkıyorum olaya bak. dışarı da çıkılmıyor, sigara içemiyorsun, ufoların altında götün dona dona içtiğin biranın tadı mı olur? olmaz. kadıköy barlar sokağındaki sıfır kollu kot ceket giyen hayvan, ibnetor aerosmith çalınca "süpırrrr yeaaaa adamımmm" diye barmene ne diye hareket çekiyon? piç sen de dizi seyreden adamsın lan, götün başın oynuyor. git üzerine bir şey giy yavşak, kızları da almış gelmiş ahaha.
3 Şubat 2010 Çarşamba
sirk

uzun zamandır haber izlememekten, gazete okumamaktan kaynaklı cehaletle iç içe bir huzur içerisindeyken dün tesadüfen rastladığım haber bülteniyle yıkılıyorum. milletvekili diye birtakım hayvan öküzlerini seçmişler. ben seçmedim yani, onlar seçmişler. kendi başınızı yiyin diyip işin içinden sıyrılmak mümkün ama siyasal bilgiler fakültesindeysen aldığın gündem politikasının dışında kalma kararını bi yerde sorgulamak gerekiyor. o yer de burası oluyor sanırım.
hayır yani ne şekilde kendinle bu devlet arasında bir bağ kurup, yerini sorgulayıp, üstüne ne yapman gerektiğine kafa yorabilirsin ki böyle bir durumda? vardığın nokta hep 'çekip gidicem bu ülkeden yeaa' oluyor, o da ikna edici olmuyor. ama nah buraya yazıyorum, ben de sizin adına devlet dairesi dediğiniz sirklerinizde çalışırsam günün birinde(yani hepimiz insanız sonuçta, şimdi şeyapmayın ama), gelip mezarıma işeyin. bu kadar da netim yani!
mhz recep tayyip erdoğan
peygamber olmuş. kutluyorum kendisini. hatta peygamberliğine karşı gelenlerle ufaktan sürtüşmeler başlamış. hayırlısı.
$iir
1. ariadne rus toprak ağalarıyla çulluk avında
çay içelim buyur elbistan bardağıyla, çizmelerini de getir
2. merhaba: altı ok'tan en kısası, halktan yana olanı.
git otuzuna merdiven daya ariadne, açık pencerenden
saçlarını boyama ev hanımlığını meslekten sayarak
öğretmen dedi ki akdenizli kadınlar hepten maki (ne olacak?)
3. öğretmenim, amerikalı kadınlar hep seksten konuşuyor
aklım orda kalıyor, dikkatim derslenmelerimden dağılıyor
4. coşkunluğunu gençliğine bağlıyorum diyor karaduygulu kız
gençliğimi, gençliğime yedirmem gençler! (bağırdıysam özür dilerim)
5. altı ok'lardan en uzun olanı devletten yana, haha, haha, haha,
merhaba ariadne yanaklarının kızarıklığından bir tokat alınmış (mış)
vurduklarınızı geri alın, murat kara benim, ben konuştum tahtayı boydan boya
lütfen! vakanüvis burak birahanede gizem'in bacaklarından söz açma
6. ibrahim müteferrika oyuna son saniyelerde giriyor, umudumuz
müteferrika, kaç basım yaptı ahmed arif'in kurşunladığı kalpler?
of! solcu şairlerin üniversitede gözü yaşlı bıraktığı sevdicekleri (ne nostaljik)
ariadne seni kimse acılarına ortak edecek kadar duygusuz değil (olabilir)
7. yibo'larda çift maaşlı gestapolar; çocukluğunu annesinden başkaları dövüyor (ne yazık)
hamamda bir kadın annesine sövüyor çocukluğunun kulaklarından tutarak (çok acı)
8. son okuduğu kitap içinde deniz kaybolmuş bir şehir
satır aralarında otobüsler yolcu alıp indiriyor (öyle güzel)
ariadne otuzunda ani fren yapıyor, rus sosyesetesine giriyor (kitaplarda)
uzun favorili bir subay dansa kaldırıyor kibarlıktan öldü ölecek (çok yaşamaz)
9. rockçılardan iyi arkadaş olurdu-gibiydi, kıvırcık saçlılar pek mühimdi
sen ne güzel kadındın be kadın be kadın sen ne güzeldin derdim (geceleri)
öğretmenim, akdeniz bölgesi aniden bitiyor direksiyonu sola kırmazsak denize düşer miyiz?
ariadne, akşama şarap köpüğü soslu elma var 9. sayfada. merhaba: cibril? (neyse)
çay içelim buyur elbistan bardağıyla, çizmelerini de getir
2. merhaba: altı ok'tan en kısası, halktan yana olanı.
git otuzuna merdiven daya ariadne, açık pencerenden
saçlarını boyama ev hanımlığını meslekten sayarak
öğretmen dedi ki akdenizli kadınlar hepten maki (ne olacak?)
3. öğretmenim, amerikalı kadınlar hep seksten konuşuyor
aklım orda kalıyor, dikkatim derslenmelerimden dağılıyor
4. coşkunluğunu gençliğine bağlıyorum diyor karaduygulu kız
gençliğimi, gençliğime yedirmem gençler! (bağırdıysam özür dilerim)
5. altı ok'lardan en uzun olanı devletten yana, haha, haha, haha,
merhaba ariadne yanaklarının kızarıklığından bir tokat alınmış (mış)
vurduklarınızı geri alın, murat kara benim, ben konuştum tahtayı boydan boya
lütfen! vakanüvis burak birahanede gizem'in bacaklarından söz açma
6. ibrahim müteferrika oyuna son saniyelerde giriyor, umudumuz
müteferrika, kaç basım yaptı ahmed arif'in kurşunladığı kalpler?
of! solcu şairlerin üniversitede gözü yaşlı bıraktığı sevdicekleri (ne nostaljik)
ariadne seni kimse acılarına ortak edecek kadar duygusuz değil (olabilir)
7. yibo'larda çift maaşlı gestapolar; çocukluğunu annesinden başkaları dövüyor (ne yazık)
hamamda bir kadın annesine sövüyor çocukluğunun kulaklarından tutarak (çok acı)
8. son okuduğu kitap içinde deniz kaybolmuş bir şehir
satır aralarında otobüsler yolcu alıp indiriyor (öyle güzel)
ariadne otuzunda ani fren yapıyor, rus sosyesetesine giriyor (kitaplarda)
uzun favorili bir subay dansa kaldırıyor kibarlıktan öldü ölecek (çok yaşamaz)
9. rockçılardan iyi arkadaş olurdu-gibiydi, kıvırcık saçlılar pek mühimdi
sen ne güzel kadındın be kadın be kadın sen ne güzeldin derdim (geceleri)
öğretmenim, akdeniz bölgesi aniden bitiyor direksiyonu sola kırmazsak denize düşer miyiz?
ariadne, akşama şarap köpüğü soslu elma var 9. sayfada. merhaba: cibril? (neyse)
1 Şubat 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)